Sayın forumdaşlarım. Ankara'da -12 dereceyi gördüğümüz bu zamanda güne uygun bir fıkra paylaşıyorum. Allah sokakta kalanların ve dışarıda çalışmak zorunda olanların yardımcısı olsun.

Soğuk bir kutup gecesinde yavru kutup ayısı annesine yaklaşarak; 
- Anneeee, ben kutup ayısı mıyım? 
- Evet oğlum. 
- Peki anneee sen de kutup ayısı mısın? 
- Evet oğlum. 
- Peki anneee babam da kutup ayısı mı? 
- Tabii ki oğlum. 
- Peki anneee dedem, dedemin dedeleri falan hepsi kutup ayısı mıydı? 
- Evet oğlum hepsi kutup ayısıydı.. 
- Yani sülalemizde bi karışıklık falan yok di mi anne? 
- Yok tabi oğlum hepimiz kutup ayısıydık da sen şimdi bunları niye soruyorsun? 
- Üşüyorummmm anasını satıyım...

Merhaba kendimce çektiğim subaru logosunun fotoğrafını paylaşmak istedim. Iyi forumlar. 

Şimdi böyle bir bilgi var. Stabilize yolda 25 psi, Taşlık yolda 20 psi ve kar ya da kumda 15 psi diye. Bu kullanıcıların lastikleri all terrarin denen bizde çamur lastiği niyetine kullanılan lastikler. Hepsinin yanlarında 12v kompresör var. Zemine göre lastiklerini indirip şişiriyorlar. Uyguladıkları yöntem bu.
Diğer taraftan:


Bu ve benzeri yerlerde kışlık lastiklere 3-5 psi daha yüksek hava basmalı diyor.
Ne yapmalı?


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Arkadaşlar herkese merhaba

Yurtdışında yaşıyorum ve impreza hatchback 2006-2007 1.5 otomatik lpg almayı düşünüyorum. Çok fazla araba sürmem günlük okula git gel 40km.
Ayda bir Turkiye’ye geliyorum vaktim olmayacak cok km yapmaya ve 1.5 sene kadar kullanıp satacağım.

2.0 motor çok yakar diye düşündüm o yüzden 1.5’e yöneldim.
Hem tavsiyeleriniz hem de varsa bilen şehir içi kac lt yakarim? Simdiden teşekkürler!

Merhaba arkadaşlar. İlk Subaru ve Subaru ile ilk kar buluşması oldu mu şöyle bi aracı deineyelm dedik ve çıktık yola. İlk akşam kar kalınlığı yer yer 30 35 cm lik yolda sıkıntısız düz yolda gider gibi gittik. 2021 ilk kar portalına da görüntüleri attım. 
Gündüz nissan terranosu olan arkadaşımla çıktık yola. Kar kalınlığı 50 60 ve yer yer 70 cm 
. Nissan da at lastik var araç benimkinden yüksek olduğu için biraz benden iyi gitse de çoğu yerde at lastiğm azizliğe uğrayıp benim çıktığım yerlere zor ulaştı.  kaldığımız yerde dört çeker traktör bizi çekti. 

Asıl gelmek istediğim mevzu bu esnada baskı balata öyle kokup duman yaptı ki bi ara arabanın içinde zor nefes aldım. Elbiselerime  saçlarıma o kadar koku sinmişki hepsini dışarı bıraktık.  Aracın içi leş gibi kokuyor. 
Şimdi toplam bir saatlik zorlama da bu kadar aşınma normal mi. Baskı değişeli 20 bin km oldu çok zarar vermiş miyimdir. 
İnanın arabama çok üzüldüm bi kere çıkmış olduk geri dönüşü biraz yıprattık. 
Birazcık canım sıkıldı size danışmak istedim. Bu arada araç 2011 dizel forester

Elinden marangozluk gelen ya da ehil bir marangoz tanıyan arkadaşlarımızın ilgisini çekebilir:

Merhabalar Kenan ben.subaru hastasıyım bende ama maddi sebeplerden ötürü daha bi Subaru alamadım. İnşallah en yakın zamanda nasip olur

Herkese merhabalar,
Ben yurtdışında yaşıyorum. Burada güvenip fikrini alabileceğim bi insan yok özellikle Subaru hakkında.
Bütçeme göre alabileceğim bazı Subaru modelleri var. Öğrenciyim o yüzden otomatik lpgli kullanacağım. Hangisi özellikle şehir içi daha az yakar maaliyetleri düşüktür diye sizden fikir almak istedim.

Forester 2002-2005 2.0 LPG OTOMATİK
Legacy 2004-2006 2.0 LPG OTOMATİK
Impreza hatchback 2006-2008 1.5-2.0 LPG OTOMATİK

Herkese şimdiden yorumları için teşekkürler.

Bir süredir impreza 2.0 bakıyorum aklıma takılan 2 ilan var bu ilanlarla ilgili fikirlerinizi paylaşabilirmisiniz. Bir de İstanbulda subaru için Exper/servis öneriniz var mı

https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-o...2965/detay

https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-o...1305/detay
Belki forumda bu araçları bilen 1 2 kişi çıkar.bir ilan daha vardı aslında İstanbul'da 2.0 GT ama ilan bugün yayından kaldırılmış

Haydi Bismillah, senenin ilk karı yağdı. Öylede güzel yağıyor ki, bütün mahalle dışarda yağan karın tadını çıkarıyor





Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Los Angeles’in daglik bolgelerinde yasayip kis lastigi nedir bilmemek de cok garip dogrusu

Bu arada bu video’nun 5. dakika 28. saniyesinde, Amerikan ellerinde Bursa dogumlu bir araci da goreceksiniz Kendisi 2400 cc’lik benzinli motorlu ve 9 ileri ZF tam otomatik sanzimanli bir Doblo, nami diger RAM Promaster City

https://youtu.be/1jcLEkjeCy4


Sent from my iPhone using Tapatalk

Aracım Honda Civic FB7 2012, ve sonradan takılan BRC kiti mevcut. LPG ortak bir konu olabileceği için buraya yazıyorum. Honda'ya biniyorum ama Subaru hayalleri bitmiyor.  

Son 4 - 5 aydır 10 derecenin altındaki soğuk havalarda sabah ilk marş zahmetli oluyordu. Çalışır gibi yapıp, 500devir civarında takılıp sonradan açılıyordu. Daha soğuksa stop edip bir daha çalıştırmak gerekiyordu. Araştırmalarıma göre sıkındı LPG Regülatör Diyaframının çatlak/yırtık olması. Havalar soğumadan regülatör diyafram değişimine giriştim.
Araştırdığıma göre çok basit olması gereken bir işlem. Lpgyedekparca sitesinden uyumluluğu kontrol ederek gereken conta ve diyafram kitini aldım (yanında bir de filtre hediye) ve geçen hafta sonu araç başına indim. (Bu arada aynı sitede ayrıntılı değişim videosu, nasıl yapılacağı anlatılıyor, gösteriliyor)

Planım regülatörü söküp eve götürüp tatlı tatlı diyafram değişimi yapıp max 4-5 saat içinde bitirmekti. Fakat işin biraz acemisi olunca beklenmedik problemler çıkıyor. En çok uğraştıran gaz çıkışındaki hortumu regülatörden ayırmakta. Meret öyle sıkı ki tek kişi mümkün değil çıkaramadım. Komşu arkadaş yetişti, beraber el attık olmadı. Halbuki izlediğim videolarda adamlar çekiyor geliyor. Bu aşamada diyafram değişimini regülatörü sökmeden yapmaya karar verdim, içini açtım, diyafram zaten çatlak patlak içinde, fakat regülatörün içi da katran karası!!



Şu durumda regülatörü eve alıp temizlemek farz olduğundan çıkış hortumunu maket bıçağıyla kestim. Evde regülatörün her yerini açıp diş fırçası, eski havlu ve gaz yağıyla bir güzel temizledim, gece havalandırmaya bıraktım ve tüm contaları ve diyaframı pakette gelen yenileriyle değiştirip montajını bitirdim.





Gelmişken filtre de değiştirelim dedik, eşimle kolları sıvadık, çünkü yine hortum çıkarmaca var :) kesmeden çıkartabildik fakat filtre sökme aparatı olmadan çok zor oluyormuş. Yine de muvaffak olduk. Kestiğim hortum yerine aldığım yeni hortum tazecik olduğu için sokmak da problem oldu, ama sıcak su vasıtasıyla ısıtıp takabiliyorsunuz.

Acemilikten başımıza bir iş gelmesin diye LPG diye gidip kacak kontrolü yaptırdık, iyi ki gitmişiz. Regülatörün gaz girişindeki cıvatayı tam sıkamamışım, bi 10 TLye onu da hallettirdim ve sonuç: MÜKEMMEL. Bir sonraki hedefim motorcu zamanlarımdan kalma gaz yağını bir daha değerlendirip gaz kelebeğini temizlemek

+3 Derecede araba canavar gibi çalıştı.


Şimdi buradan çıkardığım dersler:
1) Arabanı kendin tamir etmek çok güzeldir, ama alet edevat daha güzeldir.
2) İyice araştırıp etmeden yapmamak lazım, yoksa ortasında vazgeçince çekici lazım olabilir.
3) Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
4) Yine de kendin ilgilendiğin zaman tadı başka oluyor.

Zaman ayırıp okuyanlara teşekkürler.

Selamlar Arkadaslar. Kısmet ise bu ay bende  Forester 2009 -2.0 benzinli alarak aranıza katılıyorum. Size sormak istediğim iki araç arasında kararsız kaldım. İkisininde bakımları aksatılmamış, fiyatları da birbirine yakın. Aralarındaki fark biri boş paket diğeri orta paket. Bos olan paket 117 bin kme de diğeri  yani orta paket 140 bin km de. Boş olan pakette Hız sabitleyici, sunroof ve direksiyon kumandaları gibi ekstralar yok ama km si düşük. Sizce hangisi alınmalı Lütfen yardım edin

Herkese iyi akşamlar.sağ arka jant göbeğimde kılcal bir çatlak var.Biraz büyüme eğilimi gosteriyor gibi.Epoxy reçineyle tamir etmeye çalışacağım fakat başarısız olma ihtimaline karşı 1 adet bu gobekten arıyorum.bilgilerinize sunarım.. saygılar, sevgiler..

Herkese selam 2008 aracımın yolcu tarafı şöför tarafına göre soğuk kalıyor. Bununla alakalı mı bilmiyorum sağ taraftan sürekli tıkırtılı çalışan bi mekanizma sesi geliyor klima açık ya da kapalı farketmeden. Konu hakkında bilgisi olan aydınlatırsa mutlu olurum.

Bugün biraz Kapıdağ'a kar yağmış.fısat bu fırsat diyip biraz oyun oynamaya gittik bizde Subimle?

Merhabalar, malumunuz bir süredir h6 sahibiyim.
Hakan beyden aracı alırken katalizörden dolayı arıza lambası yakıyordu araç. Arıcanda bakım vs işlerini yaparken Ömer abinin de yönlendirmesiyle katalizörleri boşaltarak devam edelim dedik ancak sonrasında özellikle dururken ve ağır trafikte göz yaşartacak derecede egzoz kokusu olmaya başladı aracın içinde.

Manifold ve devamında kaçak olmadığı söylendiği için tek çare o güzel homurtu sesinden de vazgeçerek katalizör montajı yaptırdım sonrasında.

Koku araç içinde büyük ölçüde kesilmiş olsa da yine ağır trafikte özellikle havalandırma fanı yüksek devirde ve dış hava alımı açıkken, kapalı garajda ve açık alanda araçtan inince yahut camı açınca hala burnuma o kesif egzoz kokusu çarpıyor.

Belki böyle bir durum başına gelmiş olan varsa tecrübelerine yahut yönlendirmelerine ihtiyaç duydum.

Benim aklımda 3 farklı şey var,
İlki,  katalizörler ilk boşaltılırken bir kısmı erimiş gibiydi.. acaba bu eriyen -belki kopan- katalizör malzemesi son susturucularda birikmiş olabilir ve kokuya sebep olabilir mi?

İkincisi, (Raci usta ondan olmaz dedi ama) bizim araçlarda 3.  bir katalizör var(mış) acaba kokunun kaynağı bu olabilir mi? 

Üçüncüsü ise Ömer beyin abisi daha h6'yı satmamışken binme fırsatım olmuştu. Onun araçta da katalizörler boşaltılmış olmasına rağmen böyle bir koku emaresi yoktu. Acaba problemi yanlış yerdemi arıyorum

Lafı fazla uzatmış olabilirim kusura bakmayın, herşeyi yazmak istedim doğru teşhis için

Geçmişte yaşadığım bir kaç kötü tecrübe sonucu Google Navigasyon’u telefonumdan silip uzun süre sadece Apple Haritalar uygulamasını kullandım. Haritalar tutarlı ama kullanıcı katkısına pek açık olmadığından A noktasından B noktasına güvenle en kısa yoldan götürmeğe yarayan bir uygulama.
Forester sonrası A noktasından B noktasına en kısa yoldan gitmek istemez oldum. Artık B noktasına geze geze gitmek istiyorum. Hatta bazen A noktasından salt B noktasına gitmek istemiyorum. Alfabedeki diğer harflere de fırsat vermek istiyorum.
Bu isteğimi yerine getirmekte artık adı Google Maps olan navigasyon programı, özellikle sınıflandırılmış yol noktaları ve kullanıcıların eklediği fotoğraflarla bana çok yardımcı olacak bir uygulama haline gelmiş. Evde uygulamanın bu özelliklerini kurcalarken beğendiğim yerleri, gitmek istediğim yerler adı altında etiketliyorum.
Uzatmayayım, böyle gezerken yaşadığım yere çok uzak olmayan Kerpe Kayalıkları dikkatimi çekti. Hemen ona yakın Eski Kerpe Burnu da görülesi yerlerden biri. Gitmeğe karar verdiğimde henüz havalar güzeldi ama bizim vaktimiz müsait olduğunda senenin ilk kar yağışı müjdesini veriyordu Meteoroloji. Windy programı Perşembe günü için 16 deniz mili rüzgar tahmini göstermekte.
Bu sefer yalnız gitmeyeceğim, günü birlik gidip döneceğim. Gecelemek yok. Hanımla beraber gideceğiz. Arabaya bir çuval tahta ve tutuşturacak çırayı sabahtan yükledim. Hanımın dersi biter bitmez yola düşeceğiz. Meteorolojinin tahmini tuttu. Hava buz gibi ve yağışlı. Bizim tepelere kar düşmüş. İki gün önce kış pabuçlarını giydirmişim Subiye, kafam rahat. Kışın fırtınalı havada Karadenizi hiç görmedim. 16 mil fırtına sayılmaz ama sakin bir hava da değil.
Arabaya atlayıp yola çıktık, yükseklere çıktıkça yağmur kara çevirmekte. Hanım da ben de heyecanlıyız. İkimiz de İnşallah kar yağar duasına amin demekteyiz. Kerpeye vardık , hava hafif yağmurlu. Navigasyon programı bizi noktasal menzile ulaştırdı.


Manzara harika, aşağı doğru yürüdük. Gözüm kuytu bir yerler aramakta. Bulsam hemen ateş yakıp çayı demleyeceğim. Biz park yerine yaklaşırken, bize doğru yürüyen 4 köpek vardı irili ufaklı. Onları geçtik, bir tanesi dönüp uzun uzun bize baktıydı. Niye baktığı çok geçmeden anlaşıldı. Sen kalk mahalleden ben diyim 10 siz deyin 20 köpek arladaşını çağır gel ve bize doğru ürüyerek koş. Ben neyse de !!! Hanımın gözleri fal taşı gibi açıldı. Hemen arabaya doğru yürümeğe başladık. Zamanınca bana çok köpek saldırdığından artık şerbetli gibiyim ama hanım öyle değil, güç bela atladı arabanın içine. Bu arada ben de köpekçede “oğlum bak git anlamına gelen” HOŞT diye köpeklere bağırıyorum ama onların beni taktığı pek yok. Arabanın bagajını açıp bir hamlede küçük baltamı kaptım. Köpekler hoşttan ziyade baltadan afalladılar. Yerden bir kaç taş alıp bir elimde balta, taşları atarak onlara doğru seyirttim. Köpek sürüsü gerisin geri kaçıp benimle kendi aralarına güvenli mesafe koyarak havlamağa çalışıyorlar. Tam o sırada başka bir araç geldi ve araçtakiler inmeden beni ve köpekleri izliyorlar.
Köpekler uzaklaşınca ben geri döndüm. Kayalıkları gören burna kadar yürüdük ama aşağıya inen merdivenlerden sahile inecek fırsat bulamamıştık. Gidip oraları görmek istiyorum. Hanımı çağırdım, hanımın bir şey demesine gerek yok! Arabadan inmektense kendini içeri zincirleyecek kararlılıkla bana bakıyor. Mahsuru yoksa ben aşağıya bakacağım deyip onu arabada bırakıp, elimde baltayı sıkı sıkı tutarak aşağı doğru yürüdüm. Burna yakın taşlık plaja inen merdiven var. Oradan aşağıya iniyorum. Evet hanım korktu ama kuytu bir yer bulsam ikna edip kafamdaki kamp ateşi hayalini gerçeğe dönüştüreceğim.
Plaj başlı başına tabiat harikası. Hele kayalıklardan sıkışarak kabaran deniz nefes kesici.

https://youtu.be/O0Pwo1DE0yE

Doğanın bu başına buyruk tavrı beni hep kendine hayran bırakır. Siyaset, sahte nezaket nedir bilmez. Neyse o, kalbi ve dili bir, adamına göre değil herkese aynı davranır. Bu tavır sakinlikte değil harekette daha belirginleşir.



Kuytu yer var ama atıştıran yağmur rahat yüzü vermeyecek. Yağmursuz bir gün yeniden gelmek lazım diyerek yukarı çıktım. Bu arada hanımın sabrı tükenmiş olmalı ki beni aramakta.



Köpekler ortada görünmüyor. Hanıma yeniden teklif ettim. Aşağısı gerçekten çok güzel, görsün istiyorum ama keyfi kaçmış bir kere. Artık o saatte kesinlikle oraya dönecek değil. Yedek plan olarak kafamda ilçenin batı yakasındaki Eski Kerpe Burnu var. Navigasyon 4-5 km göstermekte.
Direksiyonu oraya kırdık. Dönerken ilçenin içinden geçtik. Kerpe’de köpek nüfusu insan nüfusundan fazla. Her taraf sürüler halinde sokak köpekleriyle dolu. Çevrede tek tük araç park edili halde. Ama bu köpek nüfusu , köpeklerin bölgeselciliği ile orada devamlı yaşayanlar içinde tehlikeli.
Kısa sürede batı yakasına vardık. Ama bir problem var. Navinin gösterdiği yol kızıl toprak ve bu yağmurda o yola girip 800 metre gitmek bana pek basiretlice gelmedi. Yolda ilerlemeğe devam ettim. Çok geçmedi yolun sağında bir başka taş plaj göründü. Küçük bir plaj ama deniz tüm heybetiyle orada. Tam solda ormanlığa doğru toprak bir yol görünmekte. Yol tamamen sararmış yapraklarla kaplı. Kenardaki tabelada “Babadağ Yürüyüş Parkuru” yazmakta. O yaprak yüzünden insanın canı parkurda yürümeği çekiyor ama hava müsait değil. Bir dahakine listesine ekledim. Yolun altındaki plajın adı “Kerpe Doğal Havuzu” imiş.
Arabayı yürüyüş parkuru girişine park edip aşağıya indik.






Hava hala hafif hafif atıştırdığından arabaya döndük ve yeniden haritaya baktık. Yolun ilerisinde bir başka plaj daha görünüyor. Gidelim dedik.
İlerlerken sağımızda bir çay belirdi. Sarı Su Çayı ilerde denize karışıyormuş. Kenardan bile harika görünüyor.






Yola devam ettik. Bir yerde yol üçe ayrıldı. Devam etsek Bağırganlıya varacağız. Sola dönsek Kandıraya gideceğiz. Sola kırdım, bir kaç metre sürdüm ki, karşımda Sarı Su Plajı. Sarı Su Plajı adını çaydan almakta. İlk önce Çay ardından Plaj onun ötesinde ise Karadeniz. Çayın kenarından doğu yönüne kırdım direksiyonu. Sağ tarafta İzmit Belediyesi Gençlik Kampı var. Her iki yanı su olan tek araç genişliğinde taşlık bir yolun sonunda ise kuş gözlem evi var.


Bir hevesle arabadan inip gözlem evine seğirttim. Maalesef her tarafı çit ile çevrilmiş ve kapı kilitli.



Hemen yanımdan uçup karşımdaki dala kondu bu ardıç kuşu. Diğer adı nar bülbülü imiş. Kuş gözlem kulesi boşuna inşa edilmemiş. Bir dahakine listesine bir satır daha ekledim.





Saat 4’e gelmiş. Eve dönmeğe karar verdik. Navigasyon biraz önceki Kandıra yönü yolundan bir rota çizdi. Bu arada bu yollarda kullandığım Vodafone ya hiç çekmiyor ya da çok az çekiyor. Ben tedbiren çevrim dışı haritaları yüklemiştim. Böylece internete bağlanmak ihtiyacı olmadan uydu görüntülerinden yolları çok net görebiliyorum.
Yola koyulduk. Deniz kenarından ayrıldık diye fazla güzel yer beklemiyorduk ama çok geçmeden yanıldığımızı anladık.





Havanın müsait olduğu bir zamanda burada gecelemek istiyorum. Listeye bir başka satır daha.


Her köşesi bir başka cennet memleketin. Okuduğunuz için teşekkür ederim.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi