Evvet… Bir Subaru ile yıllık gezilere hoş geldiniz..
Merhaba arkadaşlar her yıl olduğu gibi bu yıl da gezilerimi yazmak istedim. Aslında yıl 12 ay ben sürekli fırsat buldukça dolaşıyorum. Hatta Allah herkese yaşatsın artık gezip gördüğüm yerler birbirine girmeye başladı. Sanki Halfeti Urfa mıydı Antep miydi der gibi…
Evet yazılarım uzun olsun diye sadece yıllık izinlerde dolaştıklarımızı yazıyoruz.
Buraya kadar fasa fiso... Çayı çekirdeği hazırlayanlar vardı okuyanlardan çayı çekirdeği hazırlayın o zaman. Başlasın tatil öncesi ve tatil yolculuğu.
İlk olarak bu sene tatile Subaru ile değil de kendi yapmış bulunduğumuz karavan ile çıkıp planımızı Bozcaada Balıkesir İstanbul şeklindeydi. Ancak Motokaravan işinde ruhsatı hemen çıkartamadığımızdan dolayı yine eski usul çadır kurarım dedim; ama pandemi dolayısı ile kamping fiyatları bir uçmuş bir yer yoklar aman tanrım didim. Çocuklarıma bu sene karavan ile gezeceğiz inşallah deyip söz vermiştim. O ara dedim çeki demirim var çekme karavan bakayım kiralayayım fiyatlar günlük 500 tl lerde dolaşıyor. Ve en az 7 gün şartı var. Çoğu karavanı olduğu yerde kiraya veriyor. Arabana bağla çek götür yok. Öyle olanlarda pek hoşuma gitmedi girdik meşhur siteye ilanlar karıştırılsın daha önceden tecrübe var karavan konusunda O1 belgeli 750 kg altında frenli Alko şaseli en ucuzundan temiz birşey lazım bunları yazarken gecen zaman kadar zaman harcadım 1 tane ilan buldum aradım zar zor ulaştım telefonu susmuyor ilan yeni. (Pandemi olumlu yönde etkilediği nadir sektörlerden biri millet tadını aldı daha bırakmaz.) karavanı aldığım arkadaşın abimizin verdiği cevap şu anda 6 kişi var bakmayı bekleyen sana kalmaz. Benden çıkan tek söz kızlarıma 6 aydır söz veriyorum abi bu sene karavan ile tatile çıkacağız dedim. İlk gelen arkadaş çeki demiri yok arabası çekemeyecek motor gücünde olunca görüp gidiyor. 2. Kişiyi aramadan gece saat 1:30 da bana mesaj attı. Abimizin yaşı var kızı da varJ benimde kızım var eşim ile konuştum kimse sırasını bilmiyor ister misin hala dedi. Uykum açıldı o anda. Abi dedim hakka girmeyelim ilk gelen almış saysınlar içimden öyle geldi dedi. Ben İstanbul da karavan Tekirdağ da sabah saat 9:30 da haber vereceğim dedim. Haberi verdiğimde yola çıkmıştım koşa koşa gittim adeta gördüm beğendim 0 km gibi bi karavan abimiz sadece 500 km yapmış neyse yaptık anlaşmamızı bağladık aldım geldim. Güzel temizlik kendimin ilave ettiği birkaç elektriksel işler. Yarım saat unutulmuş olan geri manevralar çalışıldı lastik havalarımız karavan a göre ayarlanıp yola çıktık. Ama rotamız acayip değişik oldu. Feribotlar karavan ile tuzlu olunca bende D100 ler neyimize yetmiyor deyip Balıkesir Alibey (cunda) adası rotamız oldu. Malum karavanımız bağlı yolda ortalama 80-90 km (sollamalarda 110-120) hızlarda seyrederek herhangi bir aksilik sarsılma yoldan çekme vs olmadan ulaştık. Dedim ya pandemi dönemi diye karavan kamping yine pandemi vurmuş eviniz sırtınızda gidiyorsunuz 2 cocuk 2 yetişkin fiyat 400 tl günlük. Ya evim sırtımda kardeşim. Cunda adasının diğer ucunda denize 0 yer buldum çektim orada 2 gün konakladım. Ayvalık sarımsaklı vs dolaştım karavan olduğu yerde. Daha sonrasında dedim yer değiştirelim kumsalımız olsun. Bu arada en güzel plaj badavut plajı. Ancak çok esiyor terleme ihtimaliniz yok. Karavanımızı aldık doğru Badavut’a burada karavan ile konaklayacağız burayı evimiz bilip yakın yerleri dolaşacağız. Badavut plajı girişinde Subaru filmi başladı. Karavan kumsal içine park etme düşüncesi çık aklımdan J tabi ki altta Subaru olunca çıkmak bilmedi yani 1 dk içinde akıldan çıkmayan fikir benim için uygulanmaya taliptir. İçeride kumsalda kalan duster lar crv ler J batmış itiyorlar benim arkada karavan arabanın yanına doğru koşarak gelen bir abimiz. Kardeş bak ben buraya dün girdim kaldım traktör çekti girme. Tek soru abime abi araban neydi. Bmw 730d x-drive 2015. Abi bana araba söyle o otomobilcikJ ufak gülümseme hatun yer gösterdi burayı istiyorum hayhay. Bütün gözler üstümüzde Subaru arkada karavan ile kumsal ile buluştu yetmedi manevrayı yaptı yanaştırdı. Vurdu ve gol oldu. J İşte o an başladı hikaye karavan ve Subaru’yu kumsalda görenler kumsala girmeye çalışıyor tam 10 gün boyunca günde ortalama 50 araç insanlar ve traktör yardımı ile çekiliyor. Sonra bu karavan buraya nasıl girmiş enteresan diyenler mi dersiniz Subaru abi sat arabanı al bundan diyen arkadaşlar baya reklamımız oldu. Artık çevrede sağlam 4 çekere sahip aracı olan ve orada konaklayan abilerimizden bana isyan. Ufuk şu arabayı gözünü seveyim kaldır sen yokken 10 tane araba çekmek zorunda kaldım arabanı görenler kumsala dalıyor.
Abi fena mı ben yokken araç bası 100 tl alsan yeter traktör 250 tl o saatten sonra iş ticarete dondu. Abi hayatından memnun kalsın bırak demeye başladı.
Subaru ya daha sonra dönelim yeter şimdilik. Badavut plajında dururken gezdiğimiz yerler sarımsaklı cunda Ayvalık kişiye göre değişir ama ben pek beğenemedim. Cunda da deniz denilen temiz bir yer bulamadım evet insanlarımızdan dolayı şişeleri pislikleri kırıp kopartıp denize atmışlar. Cunda merkez dükkan süslemeleri müze si gece hayatı etkili güzel. Ancak deniz için önermiyorum. Ayvalık yanı başı zaten dar sokakları ve yerel halk kısmındaki esnaf ve çalışanlarını sevdim. Yardımcı olma yolundalar. Evet yan yana Ayvalık cunda ancak psikolojik değil 2 tarafın esnaf ile halkı başka davranıyor. Komik. Ve bunlar işte orada 1 kişi ile tartışmıştır ondan dolayı hepsini aynı sanıyor mevzuu değil benim için.
Ve Ayvalık çevresinde ne yiyeceğiz tabi ki tost nerede yenir tabi ki tek yerde ünlü olan yerlerde yenir diyenleri duyar gibiyim birkaç yerde yedim ancak sarımsaklı da mesut büfede yediğimin tadı hiçbirinde yoktu. Birde tulum peynirlisi fevkaladenin fevkindeydi.
Çoğu kişinin sarımsaklı Ayvalık cunda güzel derken ben genelde insanların çok bilmediği yerleri dolaşmayı seviyorum yeni yerler kataloğumda Makedon göçmenlerinden kalma ufak bir köy var yakın uzaklarda adı Küçükköy dü. Daracık eski mimarisi neşeli sokakları cadılar temalı enteresan şeylerin olduğu küçük bir kasaba. Burayı ekstra olarak dolaştım sessizlik sakinlik ve çevre içinde hoşuma gitti.
Badavut plajımız temiz suyu tertemiz dalga yok ancak çok rüzgar var çok gariptir J
Buralara kadar gidip şeytan sofrası görülmez mi dedik ne yazık ki görülmüyormuş etraf kalabalık fahiş fiyatlar tamamen ticarete dönmüş bir yerle karşılaştım ve içeriye girmeden geri döndum dedim eksik kalsın hiç gerek yok. Otopark devletimizin vergilerle yaptığı yolu olmuş değnekçiler iş başında acayip bir yer olmuş. Çok da birşey kaybetmedik. Bence.
Rotamızı değiştirelim dedik. Hasan boğuldu şelalesi diye anılan ancak aynı yerde iç içe bulunan Sütuven şelalesi ve Hasan boğuldu göletine çevirdik rotamızı. Sütuven şelalesi gayet güzel buz gibi suyu olan giderken deniz şortu ve terlikle gitmeniz önerilir. Aynı yer içinde arasından patika yollardan ulaşmış olduğumuz Hasan boğuldu göletini tabiat olarak sevdim. Ancak hiçbir yerde yazmayan birşey yanınızda piknik mangal yapacağınız malzeme götürüp yer bulabilirseniz ücretsiz olarak oturup mangal kahvaltı yapabileceğiniz yerler mevcut. Tabi ki içeri giriş kişi başı ücrete tabi. 10 tl nin altında bir ücretti. Hatırlamıyorum ancak makul birşeydi. Hasan boğuldu’nun hikayesini okumayı unutmayın Aslında Hasanın boğulduğu bile belli değil altında bir aşk hikayesi varmış. Hasan boğuldudan çıktık yol üstünde kızıl keçili köyü ne giriş yaptık köyün üst tarafında köylü pazarı var fiyatlar çok makul acayip makul domates i Balıkesir den 4 liraya tatsız tuzsuz birşey alırken buradan 1.5 tl ye bahçeden olanını aldık. Alt tarafında akan bir dere akarsu tarzı mekanlar var aşağı yukarı hepsini dolaştık her yerde yemek yemeyen ben kendin pişir kendin ye kısmından masa kiralayıp oturmayı tercih ettim. Gittiğim yerin adı SAKLIDERE BUTİK OTEL idi. Karavan ile gitmemiş olsaydım orada mutlaka konaklardım şehir stresinden uzak bakımlı bahçesi olan bir aile işletmesi sahibi çok mütevazı hayvanları çok seven bir arkadaşımız. İleride bir zaman mutlaka sadece orada konaklamak ve kafa dinlemek için gideceğim. Kafa dinlemek isteyenler için otel çevresi kendileri mutfakları bırakın içeride olan kedisi kaplumbağası ördeği kaz ı bile tertemiz. Fiyatları çok makul. Yapmış olduğu işi sadece sevdiği için yapan insanlar küçücük alanlara çok güzel duygular sığdırabiliyor…
Bir sonraki günümüz de rotamızı sarımsaklı ya pek de fazla uzak olmayan İzmir sınırları içerisinde bulunan İzmir in dikili ilçesinde aşıklar şelalesi ağlayan mağarası içinde bulunan patika yollarından oluşan bir şelale akarsu mağara kümesi tarzı bir yer. Araç başı kişi sayısına bakılmaksızın 10 tl gibi bir ücret ile özel mülk alanı içerisinde bulunan içeride kafeterya yeme içme için yerleri mevcut olan bir yerdi. Yürüyüş yollarını şelalesini ağlayan mağarasını kral havuzu tarzı yerlerini beğendim. Doğal dokuyu bozmamışlar. Yaklaşık içeriyi dolaşmak 3 saatimizi aldı. Sürekli yürümedik tabi ki dinlendik fotoğraflar vs. zaman geçirilmesi gereken bir yerdi.
Daha çok yer gezdik gördük ancak o gezilen yerlerin bir çoğu yıllardır bilinen yerler meşhur olan yerler bahsetmeye bile gerek yok bence. Az bilinen yerleri gezmek daha güzel bence. Artık tatil kısmımızın Balıkesir ayağı sona doğru geldi. Herşey toplandı karavan araca kumsal içinde bağlandı arkada kumda çırpınan araçlar izleyen insanlar. Çayı çekirdeği hazırlayıp karavan çekmeye çalışacak olan Subaru yu kuma gömülürken izleyip gülmek için bekleyen insanlar. Yanımıza gelip bu araba buradan çıkmaz hadi araba çıkarda karavan çekmez diyen arkadaşlar. Yudumladıkları çaylarını ağızları açık kalacak şekilde yere damlattılar. Subaru atağa kalktı ve patinaj bile yapmadan karavanı yolu da bilerek uzatıp kumsalın ortasından çekip aldı. J
Artık veda ettik Badavut a. Yolumuz İstanbul. Yolumuza Çıktık sağa sağlim bıraktık karavanımızı valiz değişiklikleri hava farklılıklarından dolayı istikamet akraba ziyaretleri adı altında ufaktan bir Karadeniz turu.
İlk istikametimiz Samsun. Samsun un merkezine 35 km uzakta daha çok Atakum a yakın kurugökçe köyüne ziyaret maksadıyla gidildi oralar yakınında delta tarzı bazı kuş türlerinin bulunduğu yer ziyaret edildi Atakum sahilde yüründü merkez az biraz dolaşıldı. tabiki meşhur Bafra pidelerini yemeden olmazdı. Turan usta var yol üstünde gayet güzel temiz bakımlı ancak çok yavaş servise sahip olan tabi ki pide yapıyorlar beklenecek ancak bekleme sürelerinde nasıl ki künefeciler ikram yapıyor birşey yapar 45 dk bekledik. Ve fazla yoğun değildi içerisi. Bafra pidesi çok güzeldi fiyatı 22 tl civarı incecik içi dolu birşey 3 tane çok rahat yiyebilirsiniz. Diğer pide çeşitleri vs ortaya karışık yaptık. Ama diğerleri yurdum pidesi her yerde yiyebileceğiniz türden bence sadece Bafra pidesi yeseniz kafi.
İçerisi antikalarla süslü otopark problemi olmayan biryer. Samsundan rotamızı ufak ufak uçlara doğru çevirerekten rotamız Tirebolu.
Evet Tirebolu ya bu sene yaşanan sel olayından 1 gün sonra gittiğimiz için pek bir yer dolaşamadık köy içleri selden dolayı çöken yollar çamur renginde deniz vs vs. Tirebolu’ya tekrardan geçmiş olsun diyerek bir sonraki durak Trabzon Akçaabat.
Evet itiraf etmeliyim ki seneler sonra gittiğim Trabzon da yaylara bu kadar hürmet eden bu kadar saygılı davranan yer görmemişim canım ülkemizde. Ayağınız kaldırımdan aşağıya düşmesin hemen yol veriyorlar. Gezip görmeden önce yemek yiyen biri olarak biraz kafa dinleyelim çocuklarda şurada dursun içeride oyun parkı ve başlarında görevli olan saray köfte balık denize 0 bir restoran. Böyle temiz iyi bir restoranda bu kadar hizmette İstanbul’dan gidince fiyatlar çok komik yemekler o kadar lezzetli geldi. Yollardan sıkılan çocuklar kapalı oyun parkında eğlenirken denize karşı oturmak bir o kadar güzel oldu hele gelen son ikram tatlılar. Giderseniz uğrayabilirsiniz. Yav artık yeme içme anlatıyorsun bırak nereyi gezdin ondan bahset diyenleri duydum. J
Trabzon ve yakınlarında gezme dedin mi çoğu kişinin aklına gelecek yer Sümela dır. Evet ama yolu Çok uzatmadan Sümela ya gitmeden önce dolaşılacak yerlerde var. Sümela yolundan Zigana dağına çıktık Limni gölüne gittik acı suyundan içtik. Dönüşe geçtiğimizde zehir Hüseyin de et yenir dediler girdik. Hakikatten yeniyormuş. Özellikle et gelmeden önce gelen ikramlar arasında ki bal ve peynir acayip güzeldi. Daha sonrasında Sümela ya doğru yola çıktık Sümela yolunda viraj ağzında hediyelik eşya satan yer var Süleyman abimiz. Süleyman abi çok önemli. J Mutlaka uğrayın birşey alın almayın ama uğrayın. Ne demek istediğimi o zaman anlayacaksınız. Milli park kapısından yaylaya gidiyorum derseniz para vermez ve otopark alanından Sümela ya kadar aracınız ile çıkabilirsiniz. Yalnız dananın kuyruğunun koptuğu yer Sümela’nın tadilat parasının kaç katını bizden istiyorlar anlayamadık 50 tl kişi başı istediler. Bize de mi lolo deyip tabiki vermedim o parayı. Girmedim de. Sanki soygun yapıyorlar. Sümela inişinde küçüklü büyüklü akarsu veya şelale benzeri yerlerde durup fotoğraf çekildik. Az daha aşağıda Altındere alabalık çiftliği var balık yemem ama eşim ve arkadaşların damak tatlarından gayet güzelmiş. Alabalık çiftliğinde Akçaabat köfte yedim oda hakikatten çok güzeldi. Akşamına eşsiz Trabzon manzarası İstanbul’un Çamlıca’sı Boztepe de oturup semaver çayımızı içip günümüzü sonlandırdık. Bitmedi biter mi hiç o kadar yoldan sonra başka planlar olmaz mı. Mini Karadeniz turu planlamıştık.
Yolumuz programımız Rize’nin ELEVİT yaylası idi. Elevit yaylasına gitmeden sabah saatlerinden plan yapmaya başladık malum yolumuz uzun kahvaltı programını yol kenarında sürmene de Kahvaltı dünyasına ayarladık. Yemek yediğimiz yerler özellikle seçilmedir. Hani yol üstünde gördük girelim değildir. Rotalarınıza ilave edebilirsiniz. Muhteşem kahvaltının ardından Rize de Çeçeva daki çay tarlalarının olduğu yere çıktık. Reklam sevmem ama orda doğadan çayın özel bakımlı çay bahçesini gördük dev salıncakta sallandık. Sahile inip Çamlıhemşin yoluna döndük.. EEE artık bir kahve molası vermenin vakti gelmişti. Meşhur fırtına deresi kenarından seyyar a yakın olan bi yerde kahvemizi içtik gürüldeyen dere eşliğinde nefesler dolu dolu çekildi içlere. İnsan gençleşiyor be temiz havada. Çamlıhemşin taş yuvada taş köprüleri gezdikten sonra (nasıl güzel köprüler onlar) zil kaleye çıktık. Şimşir ormanlarının içerisinden çat vadisine oradan da ELEVİT yaylasına çıktık. Abi burası ne böyle çocukluğumuzda Heidi diye Çizgifilm vardı böyle yeşillikler içinde sağlı sollu ortadan sular akardı. Sadece doğanın sesi. Oksijen baş döndürüyor. İçeride yok yok bakkaliyesi muhteşem yer. Kalmak isterdik ne yazık ki çadır karavan vs yasak. En güzel tarafı doğal güzelliği pansiyon vs gibi seylerle bozulmamış. Hani bu yazı ya otursam şurda elevit için sabaha kadar yazabilirim. Ama siz okumayın gidin görün. J Dönüş yolunda tabi ki yemek yenecek Rize de lale restorana uğradık. Meşhur kurufasulye yemek için fiyatlar biraz pahalı 1 tabak kuru 27tl falan dı herhalde. Ancak ömrümde böyle kurufasulye yemedim. Hatta 3 lü kombo yapın kurufasulye normalde çok sevmediğim ama süper güzel gelen bulgur pilavı ve kavurma. Tadı hala damağımda. Kusursur hepsinde güzeldi yemekler ancak burası ayrı bi güzel.
Herşey iyi güzel dedik buraya kadar gelmişken Trabzon dan Uzungöl yapalım çaykaranın içinden Uzungöle doğru geçtik ne görelim Arabistan a gelmişiz. Evet yanlış okumadınız herşey her yazı arapça. Doğa katliamı olmuş her yer pansiyon otel vs. ve tabelalar arapça. Son günlerde arapların bize yaptıklarına bakılırsa aklıma sadece eskilerden kalma sözler geliyor kimseye hak ettiğinden fazla değer vermeyeceksiniz. Esnafta bir garip. Sanki alışveriş yapmasınlar diye bakıyor. Atıyorum hediyelik alacağız ne kadar 20 tl diyor 3- 5 adet alıyorum giriyorum 23 tl diyor. Bende söylüyorum ama anlatamıyorum. 20 tl dedin diye sadece 1 yerde başıma gelmedi bu arada. 3 dükkanda geldi hiç birşey almadan çıktık. Uzungöl un merkez değilde tepelerine doğru çıktık yukarılarda aşağıda kalan bulutların üstlerine. Dönüş yolunda meşhur girelim dediğimiz Bozo pide ye uğradık. Sakın uğramayın yaklaşık 45 dk. Pide bekledikten sonra gelen pidelerin içinden KIL çıkması akıllanmadık bunu alın yenileyin dedik yine aynı şekilde içinde kıl olan başka bir pide geldi. Kalktık hesap ödemeye gittik. Ama yapılan şey içinde kıl çıkan pidelerin parası bile alındı. Onu da geçtik esnaf düşündük keşke o an sessizden değil de bağırıp çağırarak halletseydik işimizi. Ama böyle pişmiş suratlı böyle kendini bilmez bir işletme türü yok. Ve aklıma gelen her yerde söylüyorum kesinlikle gitmeyin diye. Müdavimleri olanlar varsa dikkatli yiyin. Döndük Trabzon merkez e tabi bu kadar yayla rakım in çık beden İstanbul’un havasına alışmış arada baş dönmesi arada burun kanaması dengelemeye çalışıyoruz kendimizi. Derken Trabzon’un ara sokaklarında uzaktannnn bir Subaru gördük outback mi o valla outback plaka ya bi baktım tanıdık. Hemen karşı yoldan aracın yanına çektik. Arabadan indim ilk meşhur soru
- abi Selamun aleykum bu Subaru nasıl bi Subaru iyimidir. Direksiyonda Bahçekapılı yavuz abimiz suratıma bakıyor cevap verecek akşam akşam işimi yok bu adamın derken Yavuz abim beni tanıdı.
- Yahu ufuk ne işin var burada derken telefonlar alındı malum biraz sonra görüşürüz dedik. Ve mini bir Trabzon buluşması ayarlayıp(ayarlayıp derken sürpriz mahiyetinde Yavuz abim ekibi toplamış ) hep beraber buluştuk. Ben sonradan öğrendim Yavuz abimin evlilik yıldönümü akşamı Subaru buluşması yaptık. Oda benimkini öğrensin eşimin doğum günüydü buluşma günü J velhasıl kelam güzel muhabbetlerden içilen çaylardan sonra fotoğraf çekimleri yapıldı daha sonra dağıldık.
Trabzon faslımız sona erdi ve ertesi gün Sinop Gerze ye doğru yola çıktık. Sinop Gerze küçük bir alan içinde mutlu insanların yaşadığı evlerin %80 inin deniz manzaralı olduğu çok güzel bir şehrimiz. Gerze merkez ve sahilde yürüyüşler yaptık. Yakınlarda olan Sorkun şelalesine gittik. 10 dk patika yol yürüyüşünden sonra ulaştık. Şelalelin doğal yapısı çok güzeldi. Hatta yan tarafından şelalenin üstüne çıkan bir yer var zorlu bir yol çıkarken değil de inerken zorlanabilirsiniz. Şelalenin üst tarafında güzel bir patika yol var süremiz kısıtlı olduğundan yolu çok fazla yürüyemedik ancak güzel yerler karşımıza çıkartacağından emindik. Gerze de 2 gün kaldıktan sonra dönüş yoluna geçmeden kahvaltıyı kafe 56 olması lazım orada yaptık manzaramız denize 0 gayet güzel hizmet makul fiyatlar ile yaklaşık 2.5 saatimizi geçirdik. Artık çok uzun km ler yaptığımızdan İstanbul planlı çıktık. Ancak önümüze çıkan 1 tabeladan sonra rotamız Çorum Mecitözü oldu. Kısa ziyaretlerden sonra bir iki yer gezip İstanbul a doğru yola koyulduk.
Toplamda yapmış olduğumuz km 6300 km idi tabiki de yazıya her girip çıktığımız yerleri yazamadım. J
750 kg altında olan çekme karavanım ile aracım uzun yolda 50-55 krs civarında uzun soluklu bayırlarda kullanmış olduğum supap sağlığı acısından olan benzin hariç. Onun hesabını yapamadım tahmini 200 tl civarındadır. Karavansız ise 35 krş civarlarında genelde 120 km civarında sabit hız ile klima hunharca açık şekilde yol yapıldı. Lpg fiyatları 3,30 ile 4,08 arasında değişen bedellerinden alınan ortalamadır.
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Büyük emek sarf ettiniz. Sorularınız var ise beklerim. İyi yada kötü dönüşlerinizi bekliyorum. Sağlıcakla kalın.
NOT:Fotografları son doludan dolayı basımıza gelen aksilikten dolayı su anlık yükleyemedim. ama yazıda çok gecikti sabredemedim. sosyal medyadan aldım fakat kalıte yerlere dustu. <instagram: @ ufk_gul
Merhaba arkadaşlar her yıl olduğu gibi bu yıl da gezilerimi yazmak istedim. Aslında yıl 12 ay ben sürekli fırsat buldukça dolaşıyorum. Hatta Allah herkese yaşatsın artık gezip gördüğüm yerler birbirine girmeye başladı. Sanki Halfeti Urfa mıydı Antep miydi der gibi…
Evet yazılarım uzun olsun diye sadece yıllık izinlerde dolaştıklarımızı yazıyoruz.
Buraya kadar fasa fiso... Çayı çekirdeği hazırlayanlar vardı okuyanlardan çayı çekirdeği hazırlayın o zaman. Başlasın tatil öncesi ve tatil yolculuğu.
İlk olarak bu sene tatile Subaru ile değil de kendi yapmış bulunduğumuz karavan ile çıkıp planımızı Bozcaada Balıkesir İstanbul şeklindeydi. Ancak Motokaravan işinde ruhsatı hemen çıkartamadığımızdan dolayı yine eski usul çadır kurarım dedim; ama pandemi dolayısı ile kamping fiyatları bir uçmuş bir yer yoklar aman tanrım didim. Çocuklarıma bu sene karavan ile gezeceğiz inşallah deyip söz vermiştim. O ara dedim çeki demirim var çekme karavan bakayım kiralayayım fiyatlar günlük 500 tl lerde dolaşıyor. Ve en az 7 gün şartı var. Çoğu karavanı olduğu yerde kiraya veriyor. Arabana bağla çek götür yok. Öyle olanlarda pek hoşuma gitmedi girdik meşhur siteye ilanlar karıştırılsın daha önceden tecrübe var karavan konusunda O1 belgeli 750 kg altında frenli Alko şaseli en ucuzundan temiz birşey lazım bunları yazarken gecen zaman kadar zaman harcadım 1 tane ilan buldum aradım zar zor ulaştım telefonu susmuyor ilan yeni. (Pandemi olumlu yönde etkilediği nadir sektörlerden biri millet tadını aldı daha bırakmaz.) karavanı aldığım arkadaşın abimizin verdiği cevap şu anda 6 kişi var bakmayı bekleyen sana kalmaz. Benden çıkan tek söz kızlarıma 6 aydır söz veriyorum abi bu sene karavan ile tatile çıkacağız dedim. İlk gelen arkadaş çeki demiri yok arabası çekemeyecek motor gücünde olunca görüp gidiyor. 2. Kişiyi aramadan gece saat 1:30 da bana mesaj attı. Abimizin yaşı var kızı da varJ benimde kızım var eşim ile konuştum kimse sırasını bilmiyor ister misin hala dedi. Uykum açıldı o anda. Abi dedim hakka girmeyelim ilk gelen almış saysınlar içimden öyle geldi dedi. Ben İstanbul da karavan Tekirdağ da sabah saat 9:30 da haber vereceğim dedim. Haberi verdiğimde yola çıkmıştım koşa koşa gittim adeta gördüm beğendim 0 km gibi bi karavan abimiz sadece 500 km yapmış neyse yaptık anlaşmamızı bağladık aldım geldim. Güzel temizlik kendimin ilave ettiği birkaç elektriksel işler. Yarım saat unutulmuş olan geri manevralar çalışıldı lastik havalarımız karavan a göre ayarlanıp yola çıktık. Ama rotamız acayip değişik oldu. Feribotlar karavan ile tuzlu olunca bende D100 ler neyimize yetmiyor deyip Balıkesir Alibey (cunda) adası rotamız oldu. Malum karavanımız bağlı yolda ortalama 80-90 km (sollamalarda 110-120) hızlarda seyrederek herhangi bir aksilik sarsılma yoldan çekme vs olmadan ulaştık. Dedim ya pandemi dönemi diye karavan kamping yine pandemi vurmuş eviniz sırtınızda gidiyorsunuz 2 cocuk 2 yetişkin fiyat 400 tl günlük. Ya evim sırtımda kardeşim. Cunda adasının diğer ucunda denize 0 yer buldum çektim orada 2 gün konakladım. Ayvalık sarımsaklı vs dolaştım karavan olduğu yerde. Daha sonrasında dedim yer değiştirelim kumsalımız olsun. Bu arada en güzel plaj badavut plajı. Ancak çok esiyor terleme ihtimaliniz yok. Karavanımızı aldık doğru Badavut’a burada karavan ile konaklayacağız burayı evimiz bilip yakın yerleri dolaşacağız. Badavut plajı girişinde Subaru filmi başladı. Karavan kumsal içine park etme düşüncesi çık aklımdan J tabi ki altta Subaru olunca çıkmak bilmedi yani 1 dk içinde akıldan çıkmayan fikir benim için uygulanmaya taliptir. İçeride kumsalda kalan duster lar crv ler J batmış itiyorlar benim arkada karavan arabanın yanına doğru koşarak gelen bir abimiz. Kardeş bak ben buraya dün girdim kaldım traktör çekti girme. Tek soru abime abi araban neydi. Bmw 730d x-drive 2015. Abi bana araba söyle o otomobilcikJ ufak gülümseme hatun yer gösterdi burayı istiyorum hayhay. Bütün gözler üstümüzde Subaru arkada karavan ile kumsal ile buluştu yetmedi manevrayı yaptı yanaştırdı. Vurdu ve gol oldu. J İşte o an başladı hikaye karavan ve Subaru’yu kumsalda görenler kumsala girmeye çalışıyor tam 10 gün boyunca günde ortalama 50 araç insanlar ve traktör yardımı ile çekiliyor. Sonra bu karavan buraya nasıl girmiş enteresan diyenler mi dersiniz Subaru abi sat arabanı al bundan diyen arkadaşlar baya reklamımız oldu. Artık çevrede sağlam 4 çekere sahip aracı olan ve orada konaklayan abilerimizden bana isyan. Ufuk şu arabayı gözünü seveyim kaldır sen yokken 10 tane araba çekmek zorunda kaldım arabanı görenler kumsala dalıyor.
Abi fena mı ben yokken araç bası 100 tl alsan yeter traktör 250 tl o saatten sonra iş ticarete dondu. Abi hayatından memnun kalsın bırak demeye başladı.
Subaru ya daha sonra dönelim yeter şimdilik. Badavut plajında dururken gezdiğimiz yerler sarımsaklı cunda Ayvalık kişiye göre değişir ama ben pek beğenemedim. Cunda da deniz denilen temiz bir yer bulamadım evet insanlarımızdan dolayı şişeleri pislikleri kırıp kopartıp denize atmışlar. Cunda merkez dükkan süslemeleri müze si gece hayatı etkili güzel. Ancak deniz için önermiyorum. Ayvalık yanı başı zaten dar sokakları ve yerel halk kısmındaki esnaf ve çalışanlarını sevdim. Yardımcı olma yolundalar. Evet yan yana Ayvalık cunda ancak psikolojik değil 2 tarafın esnaf ile halkı başka davranıyor. Komik. Ve bunlar işte orada 1 kişi ile tartışmıştır ondan dolayı hepsini aynı sanıyor mevzuu değil benim için.
Ve Ayvalık çevresinde ne yiyeceğiz tabi ki tost nerede yenir tabi ki tek yerde ünlü olan yerlerde yenir diyenleri duyar gibiyim birkaç yerde yedim ancak sarımsaklı da mesut büfede yediğimin tadı hiçbirinde yoktu. Birde tulum peynirlisi fevkaladenin fevkindeydi.
Çoğu kişinin sarımsaklı Ayvalık cunda güzel derken ben genelde insanların çok bilmediği yerleri dolaşmayı seviyorum yeni yerler kataloğumda Makedon göçmenlerinden kalma ufak bir köy var yakın uzaklarda adı Küçükköy dü. Daracık eski mimarisi neşeli sokakları cadılar temalı enteresan şeylerin olduğu küçük bir kasaba. Burayı ekstra olarak dolaştım sessizlik sakinlik ve çevre içinde hoşuma gitti.
Badavut plajımız temiz suyu tertemiz dalga yok ancak çok rüzgar var çok gariptir J
Buralara kadar gidip şeytan sofrası görülmez mi dedik ne yazık ki görülmüyormuş etraf kalabalık fahiş fiyatlar tamamen ticarete dönmüş bir yerle karşılaştım ve içeriye girmeden geri döndum dedim eksik kalsın hiç gerek yok. Otopark devletimizin vergilerle yaptığı yolu olmuş değnekçiler iş başında acayip bir yer olmuş. Çok da birşey kaybetmedik. Bence.
Rotamızı değiştirelim dedik. Hasan boğuldu şelalesi diye anılan ancak aynı yerde iç içe bulunan Sütuven şelalesi ve Hasan boğuldu göletine çevirdik rotamızı. Sütuven şelalesi gayet güzel buz gibi suyu olan giderken deniz şortu ve terlikle gitmeniz önerilir. Aynı yer içinde arasından patika yollardan ulaşmış olduğumuz Hasan boğuldu göletini tabiat olarak sevdim. Ancak hiçbir yerde yazmayan birşey yanınızda piknik mangal yapacağınız malzeme götürüp yer bulabilirseniz ücretsiz olarak oturup mangal kahvaltı yapabileceğiniz yerler mevcut. Tabi ki içeri giriş kişi başı ücrete tabi. 10 tl nin altında bir ücretti. Hatırlamıyorum ancak makul birşeydi. Hasan boğuldu’nun hikayesini okumayı unutmayın Aslında Hasanın boğulduğu bile belli değil altında bir aşk hikayesi varmış. Hasan boğuldudan çıktık yol üstünde kızıl keçili köyü ne giriş yaptık köyün üst tarafında köylü pazarı var fiyatlar çok makul acayip makul domates i Balıkesir den 4 liraya tatsız tuzsuz birşey alırken buradan 1.5 tl ye bahçeden olanını aldık. Alt tarafında akan bir dere akarsu tarzı mekanlar var aşağı yukarı hepsini dolaştık her yerde yemek yemeyen ben kendin pişir kendin ye kısmından masa kiralayıp oturmayı tercih ettim. Gittiğim yerin adı SAKLIDERE BUTİK OTEL idi. Karavan ile gitmemiş olsaydım orada mutlaka konaklardım şehir stresinden uzak bakımlı bahçesi olan bir aile işletmesi sahibi çok mütevazı hayvanları çok seven bir arkadaşımız. İleride bir zaman mutlaka sadece orada konaklamak ve kafa dinlemek için gideceğim. Kafa dinlemek isteyenler için otel çevresi kendileri mutfakları bırakın içeride olan kedisi kaplumbağası ördeği kaz ı bile tertemiz. Fiyatları çok makul. Yapmış olduğu işi sadece sevdiği için yapan insanlar küçücük alanlara çok güzel duygular sığdırabiliyor…
Bir sonraki günümüz de rotamızı sarımsaklı ya pek de fazla uzak olmayan İzmir sınırları içerisinde bulunan İzmir in dikili ilçesinde aşıklar şelalesi ağlayan mağarası içinde bulunan patika yollarından oluşan bir şelale akarsu mağara kümesi tarzı bir yer. Araç başı kişi sayısına bakılmaksızın 10 tl gibi bir ücret ile özel mülk alanı içerisinde bulunan içeride kafeterya yeme içme için yerleri mevcut olan bir yerdi. Yürüyüş yollarını şelalesini ağlayan mağarasını kral havuzu tarzı yerlerini beğendim. Doğal dokuyu bozmamışlar. Yaklaşık içeriyi dolaşmak 3 saatimizi aldı. Sürekli yürümedik tabi ki dinlendik fotoğraflar vs. zaman geçirilmesi gereken bir yerdi.
Daha çok yer gezdik gördük ancak o gezilen yerlerin bir çoğu yıllardır bilinen yerler meşhur olan yerler bahsetmeye bile gerek yok bence. Az bilinen yerleri gezmek daha güzel bence. Artık tatil kısmımızın Balıkesir ayağı sona doğru geldi. Herşey toplandı karavan araca kumsal içinde bağlandı arkada kumda çırpınan araçlar izleyen insanlar. Çayı çekirdeği hazırlayıp karavan çekmeye çalışacak olan Subaru yu kuma gömülürken izleyip gülmek için bekleyen insanlar. Yanımıza gelip bu araba buradan çıkmaz hadi araba çıkarda karavan çekmez diyen arkadaşlar. Yudumladıkları çaylarını ağızları açık kalacak şekilde yere damlattılar. Subaru atağa kalktı ve patinaj bile yapmadan karavanı yolu da bilerek uzatıp kumsalın ortasından çekip aldı. J
Artık veda ettik Badavut a. Yolumuz İstanbul. Yolumuza Çıktık sağa sağlim bıraktık karavanımızı valiz değişiklikleri hava farklılıklarından dolayı istikamet akraba ziyaretleri adı altında ufaktan bir Karadeniz turu.
İlk istikametimiz Samsun. Samsun un merkezine 35 km uzakta daha çok Atakum a yakın kurugökçe köyüne ziyaret maksadıyla gidildi oralar yakınında delta tarzı bazı kuş türlerinin bulunduğu yer ziyaret edildi Atakum sahilde yüründü merkez az biraz dolaşıldı. tabiki meşhur Bafra pidelerini yemeden olmazdı. Turan usta var yol üstünde gayet güzel temiz bakımlı ancak çok yavaş servise sahip olan tabi ki pide yapıyorlar beklenecek ancak bekleme sürelerinde nasıl ki künefeciler ikram yapıyor birşey yapar 45 dk bekledik. Ve fazla yoğun değildi içerisi. Bafra pidesi çok güzeldi fiyatı 22 tl civarı incecik içi dolu birşey 3 tane çok rahat yiyebilirsiniz. Diğer pide çeşitleri vs ortaya karışık yaptık. Ama diğerleri yurdum pidesi her yerde yiyebileceğiniz türden bence sadece Bafra pidesi yeseniz kafi.
İçerisi antikalarla süslü otopark problemi olmayan biryer. Samsundan rotamızı ufak ufak uçlara doğru çevirerekten rotamız Tirebolu.
Evet Tirebolu ya bu sene yaşanan sel olayından 1 gün sonra gittiğimiz için pek bir yer dolaşamadık köy içleri selden dolayı çöken yollar çamur renginde deniz vs vs. Tirebolu’ya tekrardan geçmiş olsun diyerek bir sonraki durak Trabzon Akçaabat.
Evet itiraf etmeliyim ki seneler sonra gittiğim Trabzon da yaylara bu kadar hürmet eden bu kadar saygılı davranan yer görmemişim canım ülkemizde. Ayağınız kaldırımdan aşağıya düşmesin hemen yol veriyorlar. Gezip görmeden önce yemek yiyen biri olarak biraz kafa dinleyelim çocuklarda şurada dursun içeride oyun parkı ve başlarında görevli olan saray köfte balık denize 0 bir restoran. Böyle temiz iyi bir restoranda bu kadar hizmette İstanbul’dan gidince fiyatlar çok komik yemekler o kadar lezzetli geldi. Yollardan sıkılan çocuklar kapalı oyun parkında eğlenirken denize karşı oturmak bir o kadar güzel oldu hele gelen son ikram tatlılar. Giderseniz uğrayabilirsiniz. Yav artık yeme içme anlatıyorsun bırak nereyi gezdin ondan bahset diyenleri duydum. J
Trabzon ve yakınlarında gezme dedin mi çoğu kişinin aklına gelecek yer Sümela dır. Evet ama yolu Çok uzatmadan Sümela ya gitmeden önce dolaşılacak yerlerde var. Sümela yolundan Zigana dağına çıktık Limni gölüne gittik acı suyundan içtik. Dönüşe geçtiğimizde zehir Hüseyin de et yenir dediler girdik. Hakikatten yeniyormuş. Özellikle et gelmeden önce gelen ikramlar arasında ki bal ve peynir acayip güzeldi. Daha sonrasında Sümela ya doğru yola çıktık Sümela yolunda viraj ağzında hediyelik eşya satan yer var Süleyman abimiz. Süleyman abi çok önemli. J Mutlaka uğrayın birşey alın almayın ama uğrayın. Ne demek istediğimi o zaman anlayacaksınız. Milli park kapısından yaylaya gidiyorum derseniz para vermez ve otopark alanından Sümela ya kadar aracınız ile çıkabilirsiniz. Yalnız dananın kuyruğunun koptuğu yer Sümela’nın tadilat parasının kaç katını bizden istiyorlar anlayamadık 50 tl kişi başı istediler. Bize de mi lolo deyip tabiki vermedim o parayı. Girmedim de. Sanki soygun yapıyorlar. Sümela inişinde küçüklü büyüklü akarsu veya şelale benzeri yerlerde durup fotoğraf çekildik. Az daha aşağıda Altındere alabalık çiftliği var balık yemem ama eşim ve arkadaşların damak tatlarından gayet güzelmiş. Alabalık çiftliğinde Akçaabat köfte yedim oda hakikatten çok güzeldi. Akşamına eşsiz Trabzon manzarası İstanbul’un Çamlıca’sı Boztepe de oturup semaver çayımızı içip günümüzü sonlandırdık. Bitmedi biter mi hiç o kadar yoldan sonra başka planlar olmaz mı. Mini Karadeniz turu planlamıştık.
Yolumuz programımız Rize’nin ELEVİT yaylası idi. Elevit yaylasına gitmeden sabah saatlerinden plan yapmaya başladık malum yolumuz uzun kahvaltı programını yol kenarında sürmene de Kahvaltı dünyasına ayarladık. Yemek yediğimiz yerler özellikle seçilmedir. Hani yol üstünde gördük girelim değildir. Rotalarınıza ilave edebilirsiniz. Muhteşem kahvaltının ardından Rize de Çeçeva daki çay tarlalarının olduğu yere çıktık. Reklam sevmem ama orda doğadan çayın özel bakımlı çay bahçesini gördük dev salıncakta sallandık. Sahile inip Çamlıhemşin yoluna döndük.. EEE artık bir kahve molası vermenin vakti gelmişti. Meşhur fırtına deresi kenarından seyyar a yakın olan bi yerde kahvemizi içtik gürüldeyen dere eşliğinde nefesler dolu dolu çekildi içlere. İnsan gençleşiyor be temiz havada. Çamlıhemşin taş yuvada taş köprüleri gezdikten sonra (nasıl güzel köprüler onlar) zil kaleye çıktık. Şimşir ormanlarının içerisinden çat vadisine oradan da ELEVİT yaylasına çıktık. Abi burası ne böyle çocukluğumuzda Heidi diye Çizgifilm vardı böyle yeşillikler içinde sağlı sollu ortadan sular akardı. Sadece doğanın sesi. Oksijen baş döndürüyor. İçeride yok yok bakkaliyesi muhteşem yer. Kalmak isterdik ne yazık ki çadır karavan vs yasak. En güzel tarafı doğal güzelliği pansiyon vs gibi seylerle bozulmamış. Hani bu yazı ya otursam şurda elevit için sabaha kadar yazabilirim. Ama siz okumayın gidin görün. J Dönüş yolunda tabi ki yemek yenecek Rize de lale restorana uğradık. Meşhur kurufasulye yemek için fiyatlar biraz pahalı 1 tabak kuru 27tl falan dı herhalde. Ancak ömrümde böyle kurufasulye yemedim. Hatta 3 lü kombo yapın kurufasulye normalde çok sevmediğim ama süper güzel gelen bulgur pilavı ve kavurma. Tadı hala damağımda. Kusursur hepsinde güzeldi yemekler ancak burası ayrı bi güzel.
Herşey iyi güzel dedik buraya kadar gelmişken Trabzon dan Uzungöl yapalım çaykaranın içinden Uzungöle doğru geçtik ne görelim Arabistan a gelmişiz. Evet yanlış okumadınız herşey her yazı arapça. Doğa katliamı olmuş her yer pansiyon otel vs. ve tabelalar arapça. Son günlerde arapların bize yaptıklarına bakılırsa aklıma sadece eskilerden kalma sözler geliyor kimseye hak ettiğinden fazla değer vermeyeceksiniz. Esnafta bir garip. Sanki alışveriş yapmasınlar diye bakıyor. Atıyorum hediyelik alacağız ne kadar 20 tl diyor 3- 5 adet alıyorum giriyorum 23 tl diyor. Bende söylüyorum ama anlatamıyorum. 20 tl dedin diye sadece 1 yerde başıma gelmedi bu arada. 3 dükkanda geldi hiç birşey almadan çıktık. Uzungöl un merkez değilde tepelerine doğru çıktık yukarılarda aşağıda kalan bulutların üstlerine. Dönüş yolunda meşhur girelim dediğimiz Bozo pide ye uğradık. Sakın uğramayın yaklaşık 45 dk. Pide bekledikten sonra gelen pidelerin içinden KIL çıkması akıllanmadık bunu alın yenileyin dedik yine aynı şekilde içinde kıl olan başka bir pide geldi. Kalktık hesap ödemeye gittik. Ama yapılan şey içinde kıl çıkan pidelerin parası bile alındı. Onu da geçtik esnaf düşündük keşke o an sessizden değil de bağırıp çağırarak halletseydik işimizi. Ama böyle pişmiş suratlı böyle kendini bilmez bir işletme türü yok. Ve aklıma gelen her yerde söylüyorum kesinlikle gitmeyin diye. Müdavimleri olanlar varsa dikkatli yiyin. Döndük Trabzon merkez e tabi bu kadar yayla rakım in çık beden İstanbul’un havasına alışmış arada baş dönmesi arada burun kanaması dengelemeye çalışıyoruz kendimizi. Derken Trabzon’un ara sokaklarında uzaktannnn bir Subaru gördük outback mi o valla outback plaka ya bi baktım tanıdık. Hemen karşı yoldan aracın yanına çektik. Arabadan indim ilk meşhur soru
- abi Selamun aleykum bu Subaru nasıl bi Subaru iyimidir. Direksiyonda Bahçekapılı yavuz abimiz suratıma bakıyor cevap verecek akşam akşam işimi yok bu adamın derken Yavuz abim beni tanıdı.
- Yahu ufuk ne işin var burada derken telefonlar alındı malum biraz sonra görüşürüz dedik. Ve mini bir Trabzon buluşması ayarlayıp(ayarlayıp derken sürpriz mahiyetinde Yavuz abim ekibi toplamış ) hep beraber buluştuk. Ben sonradan öğrendim Yavuz abimin evlilik yıldönümü akşamı Subaru buluşması yaptık. Oda benimkini öğrensin eşimin doğum günüydü buluşma günü J velhasıl kelam güzel muhabbetlerden içilen çaylardan sonra fotoğraf çekimleri yapıldı daha sonra dağıldık.
Trabzon faslımız sona erdi ve ertesi gün Sinop Gerze ye doğru yola çıktık. Sinop Gerze küçük bir alan içinde mutlu insanların yaşadığı evlerin %80 inin deniz manzaralı olduğu çok güzel bir şehrimiz. Gerze merkez ve sahilde yürüyüşler yaptık. Yakınlarda olan Sorkun şelalesine gittik. 10 dk patika yol yürüyüşünden sonra ulaştık. Şelalelin doğal yapısı çok güzeldi. Hatta yan tarafından şelalenin üstüne çıkan bir yer var zorlu bir yol çıkarken değil de inerken zorlanabilirsiniz. Şelalenin üst tarafında güzel bir patika yol var süremiz kısıtlı olduğundan yolu çok fazla yürüyemedik ancak güzel yerler karşımıza çıkartacağından emindik. Gerze de 2 gün kaldıktan sonra dönüş yoluna geçmeden kahvaltıyı kafe 56 olması lazım orada yaptık manzaramız denize 0 gayet güzel hizmet makul fiyatlar ile yaklaşık 2.5 saatimizi geçirdik. Artık çok uzun km ler yaptığımızdan İstanbul planlı çıktık. Ancak önümüze çıkan 1 tabeladan sonra rotamız Çorum Mecitözü oldu. Kısa ziyaretlerden sonra bir iki yer gezip İstanbul a doğru yola koyulduk.
Toplamda yapmış olduğumuz km 6300 km idi tabiki de yazıya her girip çıktığımız yerleri yazamadım. J
750 kg altında olan çekme karavanım ile aracım uzun yolda 50-55 krs civarında uzun soluklu bayırlarda kullanmış olduğum supap sağlığı acısından olan benzin hariç. Onun hesabını yapamadım tahmini 200 tl civarındadır. Karavansız ise 35 krş civarlarında genelde 120 km civarında sabit hız ile klima hunharca açık şekilde yol yapıldı. Lpg fiyatları 3,30 ile 4,08 arasında değişen bedellerinden alınan ortalamadır.
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Büyük emek sarf ettiniz. Sorularınız var ise beklerim. İyi yada kötü dönüşlerinizi bekliyorum. Sağlıcakla kalın.
NOT:Fotografları son doludan dolayı basımıza gelen aksilikten dolayı su anlık yükleyemedim. ama yazıda çok gecikti sabredemedim. sosyal medyadan aldım fakat kalıte yerlere dustu. <instagram: @ ufk_gul